30 Ağustos 2008 Cumartesi

güle güle yaz...



ömürden bir mevsim daha geçti...
geçen yazlara nazaran en rahat yazımdı bu.öss derdi yok,gelecek derdi yok,tercih derdi yok...
ama insan ne yapıp edip kendine sorunlar üretebiliyor...
bu yaz da ruhsal çıkmazlardaydım çoğu zaman.
daha çok kendi içime gömüldüğüm bir zaman dilimi oldu.
çözmek istediğim,değiştirmek istediğim birçok şeyi değiştiremedim.
olsun.
istedim.
bir basamak atladım.
değişim kolay bir şey değil,insan hatta değişmiyor bile...
ama ilgi başka taraflara çekilebilir,bunu öğrendim.insan denen varlık çok yönlü...
çekilen ilgi lastik veya yay gibi başladığı yere er geç döner bunu da öğrendim.
ama bazı şeyler zamanında yaşanmalı,aktarılmamalı,askıya alınmamalı...
bu yazı bunları yaşamaya ayırmışım görülüyor ki...ama benim seçimim değildi bu.
acı çekmeye hevesli bir tipim var galiba,hazırda bekleyen iç çekişlerim var...
değiştiremediğim bir ben daha.
duygusalım ben,basit bir cümle kurmam gerekirse,evet,duygusal.
beynimi başka yerlerde bırakıp ani bir seyahate çıkabilirm duygularımla.
vahşi hayvanların saldırısına uğrayıp,darmadağın halde geri dönebilirim:P

özgüvenime bir haller oldu demeyi isterdim ama pek bir gelişme kaydedemedim.getirdiğim özgüven kitabı saçmalığını da okumadım,tahminler üzerine...

getirdiğim onca kitaba dokunmadan geçen bir yaz değildi bu yaz,diğerleriyle karşılaştırırsam:)
ama test kitapları getirmememle alakalı bu da:P
her neyse izlemek istediğim filmleri izledim,geri kaldığım dizilere yetiştim falan:)
kültürel açıdan boş geçen lise hayatıma eşya alma faslındayım şu an...
daha dekore etmek lazım,beğeniler lazım...
çok iş ama genciz di mi?

kış için müzik listemi yeniledim,yeni insanlar ekledim işte bi de bu var:)

Ankara'yı da özledim ne yalan söyliyim.Artık İstanbul İstanbul diye ölmüyorum,kabullendim,aklımı başıma devşirip vazcaydım ondan da...Erteledim yine:)Ablamın tayini oraya çıkınca arada sırada giderim işte dedim:)

Oya İstanbul'a göçtü Ankara'daki tek eksiklik:(
Ama bir yerden toparlıycaz.
Hep toplamadık mı?

Çok sıkıldığım bir yazdı tabi bunu da atlamayayım,o düşünmeler falan çoğu boşluktandı,kafayı yiyeceğimi sandığım günler vs...Sıcak bir yazdı tabi onun da etkisi var ama içimizi ısıtamadı...

Her şeye rağmen güzeldi diyemiycem,tatil olması güzeldi tamam ama,pek bir değişiklik olmadı iyi yönde...
Aynı hamam,aynı taş yığını,aynı "yıkanacağım derken ayağı kayıp düşen,taşlar altında kalan bir kayıp"...
bu saklambaçı bırakıp gitmek lazım,ebe mebe yok ortalıkta...
bulunamadım.
hint kumaşları bile bulundu...

Sonbahar var sırada...
Evet cebimdeki bozukluklarla yeniden umut satın aldım:)
Severim sonbaharı belki bir kıyak geçer bize...
hüzünlüdür ama insandır...
sarı,turuncu gibi canlı renkleri vardır ama gösteremez,severim o yanını...
yazın getirdiği susamışlığı götürür...
su verir bize,toprak kokusu verir...
duygu verir en duygusuzlara dahi...
doruk yaşantılara meydan verir:
çoğu insanda "ahah yağmur yağıyor,toprak kokusu..." gibi şeyler duyar,ışıldayan gözlere bakar bulurusunuz kendinizi:)
sonra şemsiye kullanmadan yürüme sanatı vardır bi de:)
kendinle konuşmak için bulunmaz fırsat...
tabi sizin yerinize kendi yapraklarını döker ağaçlar,basarsınız üzerine "al sana al sana" yaparsınız:)
o da ayrı bir zevktir...

ramazanla geliyor bu yıl sonbahar,ramazanın da ayrı bir tadı vardır,onu başka zaman anlatalım...
ama tadından yenmiyecek bir zamanlama oldu yani belirtmeden geçemiyeceğim:)
okul heyecanı yok tabi bizde ama zamanla olur belki :)

işte öyle bir yaz daha yaşlandık ama ruhumuz genç:p
zaman geçip gidiyor biz şaşırmadan bakakalan kitleyiz...
ne diyelim hayırlı uğurlu olsun.
önümüzde daha ne mevsimler var...bilmediğimiz onca şey var...
"gelecek" var!
biz en iyisi mi sabırsızlanalım 8-)
kalemimi güzel mevsimlere indiriyorum.
8-)

Hiç yorum yok: