Kız öyle çok hayal etmişti ki olası olmayan o geleceği;
o, bir akşamüstü rüyasına düştü.
Kız, hayal ettiği mekanda oynadı.
Hayal ettiği kadar kötüyü yaşadı birkaç saniyeliğine...
Birkaç saniye birkaç ömür gibi geldi...
Rüyaların kaderi, yansıması bu değil miydi zaten?
Ama şaşırdı, hiç hissetmediği kadar gerçekti, ondan.
Üzülmedi.
Bir şeyi o kadar çok tekrar edersen kafanda onu yaşayınca yadırgamıyorsun, ondan...
Sevinmedi de.
"Nerden çıktı bu rüya?" dedi belki.
Birkaç gündür beynine nüfuz eden düşüncelerle aynı doğrultuyu tutturmuştu, ondan...
"Zaman 'o zaman' mıdır?" dedi.
Bildiği soru yanıtlanması zor bir zamana düştü.
Zamanın göreceliliğinde kayboldu.
9 yorum:
Hayal ve rüya bu iki varlık arasında çok şeffaf bir perde vardır...Önemli olan perdeyi yıpratmadan gerçeği görmektir.
www.mikailcaglar.blogspot.com
perdeyi görmek mesele işte:/
ayşe hanım, yazılarınızı beğenerek takip ediyorum, hep yazın, yazın bile yazın :H
siz kimsiniz:Ç
çikartamadım da:p
5. bulanım ben :H
ehuehe:D
tamam şimdi tanıdım:p
bendhe 7. bulanhım ayshe :P
bulanhım nedir ya:T:D
Başarılar Teşekkürler...
Yorum Gönder