8 Ağustos 2009 Cumartesi

Narin konuların narin insanları

Narin konular var. Narin konuların narin insanları var bir de. Oturup böyle konular hakkında konuşmayı sevmem. Bana şunu dedi bana bunu dedi demeleri de...Yaşayış biçimleri, yaşam görüşleri vardır ve sonuçlarına katlanılmalıdır.

Sen hiçbir şey yapmıyorken, bir otobüs hanımefendisi laf dokundurabilir. "Çıkar o başındakini..." diyebilir. Bir kuru temizlemeci kadın "sen evde kalırsın, böyle giderse seni kimse almaz" diyebilir. Bir resim kursu öğretmeni "halk eğitim merkezi"ne kendi görüşlerini katıp " seni böyle sınıfıma almam" diyebilir. Bir öğretmeni yolda görünce sırf görüşleriniz uyuşmuyor diye yolunu değiştirebilirsin. Bir yeni tanıştığın kişi sana küçümseyici bakışlar atabilir, aralarda laf kondurabilir. Bir başkası " aaa sen bunu da mı biliyordun, siz bilir miydiniz?" diyebilir. Alışmaya çalışıyorum tüm bunlara, bir yere adım atarken "acaba incinecek miyim?" sorusunu kafamdan atmaya çalışıyorum. Bir siteden gelen yazarlık teklifine "fotografımı koyarsam insanlar yanlış anlar,sitenin geleceği...vs" deyip, geri çevirmeye kalkıyorum. Bu karşılaşılan durumların pek çoğunda o ortamı ağlayarak terk ediyorum. Kimin umrunda? Kim biliyor? Kim bilmek istiyor?

Sonra yapılanlar doğru olanlar oluyor, yapılanlar şaka oluyor. Bunlarla karşılaşan kişi de alıngan oluveriyor. Gülüp geçmeye, onları anlamaya çalışıyorum oysa...Kimseye zarar vermeden iletişim kurmak, bir kursa gitmek ne bileyim otobüsle bir yerlere ulaşmak istiyorum. Suç mudur?

Ben insana "insan" gözüyle bakmaya çalışıyorum. Oysa o "insanlar" sırf görüşüm dolayısıyle bana insanca davranmamayı seçiyorlar...

Tekrar söyleyeyim, bunları gün yüzüne çıkarmaktan bile hoşlanmıyorum, hepsini unutmaya çalışıyorum ama hep bir yeni vaka gelip oturuyor yanıbaşıma.

Dün bir kitap sitesinde takibe aldığım birisi pm atmış. "Neden onu takibe almışım, yazdığı yorumlardan incinmiş miyim? Zira dinsiz dinsiz şeyler yazıyormuş." Buradaki "dinsiz dinsiz" ikilemesi bana ait değil merak konusuysa...Şaşırdım bu pm i alınca. Ben bir kitap okuyucusuyum ve o da iyi bir okuyucuysa takibe alabilirim. Bana ne onun dininden, ırkından yahut saç renginden? Ayrıca birkaç cümleye bakıp kime "dinsiz" denilebilir ki? Bu mantıklı mıdır? Hem bana nedir? Saçmalık.

Bugün ff'te hatta biraz önce gelen bir lastfm feedinde de bir profil görüp, üzüldüm. O profili geçtim, o profilin oraya taşınmasına da üzüldüm. Eğlelenecek şeyler bulunamıyor mu artık? Bir başkasının saçmasapan profil resmine gülüp, genelleyip kendi halimize "oh hey maşallah böyleyim -coolum-" diyoruz sanki.

Dinini yaşayan biri de eğlenebilir. Dinini yaşamaya çalışan biri de müzik dinleyebilir. Farklı giyinebilir. Dinini yaşayan insanlar da belli konularda yanlışlık yapabilir.

Artık yapılan yanlışlara güler mi olduk?
Herkesin yaptığı şeyi bir kapalı insan yaptı ve biz bunu gördük diye havalı mı olduk?

Kimse mükemmel değil. Ve şu etiketlediğimiz toplumlar var ya, kendi etiketlerini layığıyla yerine getiremiyor olabilir. Bunlar " aaaaaaa ahaha şuna bak hem kel hem bir tel saçı var" benzeri cümlelerle alay konusu mu olmalılar?

Bilmiyorum, üzülüyorum böyle şeyleri görünce; kızgınlığım, kırgınlığım hep kendime dönüyor. Bunları yapan edenler kendi görkemli, güzel hayatlarına devam ediyorlar. Ben bir kırgınlık daha büyütüyorum içimde...

Kimse duymuyor sesimi, duymadıklarından da devam ediyorlar.
Söz söylesen narin oluyorsun, bağnaz ve dar görüşlü oluyorsun.
Yapıştıracak etiket kalmadı artık, hıı? Yakında kırılacak yanım da kalmayacak...
Ben yapıştırdıkça birileri parçalıyor nasılsa...

12 yorum:

Unknown dedi ki...

Olduğun gibi görün yada nasılsan öyle ol. Toplumun biçkin bıçakları önünde kalmaya devam edersen, bir bakarsın ki hiç bişeyin sana ait olarak kalmayacak ayşenur.

K.M: Bence yazdığın gibi olarak yaşayan birisin, illa şu siyaseti hayatına sokmak istiyorlarsa diren! En güzeli yazıdaki seçimin olan "İnsan Olmak" ...geriside önemli değil. İnsanoğlu bunu unuttuğu için yıllardır tasması boğazında siyasete kölelik ederek, birbirinden uzaklaşıyor.

Saygılar,
LiberterKedi

Selin dedi ki...

"ötekileştirmek" hastalık bu ülkede.. bir gün Anıtkabir'e gidiyorduk, arkadaşım yan otobüste yine bizimle aynı gruptan olan ama tanımadığımız bir kız görmüş. Arkadaşımın "Anıtkabir'e böyle gelmeye utanmıyor mu" sorusu üzerine dönüp baktım, utanmasını gerektiren şey başının kapalı olmasıymış! Sonra ben utandım bu cümleyi söyleyen kızla arkadaş olduğum için.. "Neyden utanacak"
diye sordum, "işte bu durumundan" dedi, "Atatürk'ü sevemez mi yani" dedim, sustu.. "Senin gibi bazı şeyleri sözde yaşamıyor özünde yaşıyor belki" diye de eklemek istedim ama bir şeylerin yüzüne vurulmasını kaldıramazdı. Hayal dünyasında kendini büyük görerek yaşamaya alışmış bazı insanlar bilirsin..

ben sınıf arkadaşlarımın 5 cm.lik eteklerinin altından iç çamaşırlarını görmekten bıktım senelerdir. Ama bu bizi rahatsız etmiyor, ne zaman ki kapıda bir kızın başını açıp içeri girdiğini görüyoruz o zaman laflar havada uçuyor.. Her ikisinin de kendi tercihi. Niye her tarafını açan biri olduğunda "kendi tercihi" diyorlar da yolda yanlarından başı kapalı biri geçtiğinde laf etmeye başlıyorlar merak ediyorum ve henüz cevabını verebilen olmadı. Durmadan kıvırıyorlar.. Söyleyeceğini söylüyor ben "sizi niye ilgilendiriyor ne yaptığı" dediğimde "yaa tabi orası öyle" deyip konuyu kapatıyorlar, 2 gün sonra yine başladığımız yere dönüyoruz..

Kendimiz gibi olmayanı kabullenmek istemiyoruz.. Laftan da anlamıyoruz bir türlü.. Birileri kendini üzüyor, birileri laf söyleyerek farklı olmaya çalışıyor (bahsettiğim arkadaş gibi..vukuatları bununla sınırlı değil.), birileri kendini başkalarından üstün görüyor falan filan.. Gerçekten can sıkıcı...

Bakma başkalarına demek istiyorum ama ben bu konularda çevremdeki insanların hiç tanımadığım insanlara laf söylemelerini bile kaldıramaz oldum, o yüzden diyemiyorum. Halbuki herkesin tercihinin kendini ilgilendirdiğini anlasak ve her şeyi yargılamayı bıraksak her şey daha kolay olacak.. Yargılıyorsak da şu çenemizi kapalı tutsak, aklımızdan geçen her saçmalığı dünyaya duyurma ihtiyacı hissetmesek..

Fazla uzun oldu :) Benim de sürekli olarak gerilmeme sebep olan konular olduğu için fazla hassaslaştım herhalde. Üzmemeli galiba kimse kendini bu saçmalıklardan dolayı. At gözlüklerini çıkaramamış ama kendini dünyanın en ufku geniş insanı sanan tipler seni anlasa ne olur anlamasa ne olur..

a. dedi ki...

@Liberterkedi
Direnmeye çalışıyorum ama bazen öyle bir kırıyorlar ki direnecek halim kalmıyor. Üstelik şu ana kadar tüm söylenenler aklıma nüfuz edip iyice yıpratıyor. Doğru olduğuna inandığın her şeyi ayaklar altına alınca insanlar, kendini değersiz gibi hissediyorsun ister istemez.Yine de ayakta kalıp "insanlık"ı savunmaya devam...
Teşekkürler, ne demek istediğimi tam olarak anlamışsın. Yorumlardan bile korkup, yorumları kapatmayı düşünmüştüm. Anlaşıldığıma sevindim.

a. dedi ki...

@sLn
İstediklerini konuşsunlar diyorum bazen. Ama bazen bu çamur atmaya varıyor. Yaptığın her şeyi yadırgıyorlar, dediğin gibi görmeye dahi katlanamıyorlar bazen. Ben de görünmez olamıyorum bazen.

Güçlü olup gülüp de geçemiyorsun, her nasılsa incitmeyi başarıyorlar. Ya da ben yaşanan şeylerden ötürü iyice hassaslaştım bu konuda.Kimseye görüşlerimi zorla benimsetme çabası içinde değilken, öyleymiş gibi davranılması hele iyice çileden çıkartıyor beni.

Üzülmemeli biliyorum işte ama bir şekilde elimde değil.Geçer yakında, bir sonraki vakaya kadar hatra gelmez...

Teşekkürler.
Anlayan insanların olduğunu bilmek sahiden güzel.

Finduilas dedi ki...

İnsanları ötekileştirmekten bıkmadı bazıları hala. Çok canımı sıkıyor, çok! Çok şey demek istiyorum ama neyse...

antepian dedi ki...

Türban bir tercih midir yoksa dini bir gereklilik midir? Biz aslında bu konuya hangi açıdan bakıyoruz? Dini bir gereklilikse eteğinin altından iç çamaşırını gösteren kızlarla türban karşılaştırması yapmak ne kadar doğrudur? Yok eğer dini bir gereklilik değil, bir tercih meselesi ise o zaman da hiç kimsenin kişisel tercihlerine karışmamak gerekir ki, bu toplum yaşayışını belirleyen ahlak kurallarının uygulanmasında çok büyük boşluklar ortaya çıkarır. En basitinden buram buram sapıklık kokan açıklamalarıyla şu anda gündemi meşgul eden 70 yaşındaki Halis Toprak'ın 17 yaşında eş istemesi ve evlenmesi de kişisel tercihine girdiğinden bir şey demememiz gerekmez mi? Yok eğer kişisel tercihlerimiz illâ da doğru olacak değilse ve tartışmaya açıksa türbanın tartışılmasının ve bazı kesimlerce yanlış bulunmasının hatta tenkit edilmesinin önüne nasıl geçilebilir ki?

a. dedi ki...

Çok fazla soru sormuşsun antepian kafam karıştı:P
Başörtüsü dini bir gerekliliktir ama bunu uygulayıp uygulamamak bir tercih meselesidir. Neden başörtüsü takılır ona geleyim önce. Yani amaç vücudunu kapatmaktır, simge vs değildir. Bu yüzden de eteği kısa olanlarla karşılaştırma yapılabilir. Biri kapalı biri açıktır. Basit.

Tercih meselesidir aynı zamanda demiştim. Ben tartışılmasın demedim zaten. Tartışmak farklı bir boyuttur, dalga geçmek farklı. Ben ikinci paragraftaki her şeye katlanmaya çalışıyorum. Yapılsın, söylensin bakalım diyorum. Ama dalga geçilmesin, bu narin bir konudur neticede. Zaten yeterince zorluk varken insanlar biraz daha duyarlı olabilir.

Burada bu açıklamaları yapmaktan bile hiç hoşnut değilim. O yazıyı yazdığımdan dolayı da...Ben sadece biraz daha duyarlı olunsun istedim. Zaten benim sözümle hiçbir şey değişecek değil. Beni birinin anlaması için bir süreliğine yerime geçmesi gerekir. Keza tüm tercihlerde böyledir. Yaşamadan pek anlaşılmaz.

Neyse bu kendi halinde bir konuydu, tartışılınca içimi sıkan bir konuydu. Hiç açmamalıydım.

Sorularına ne kadar açıklayıcı olabildim bilmiyorum.Neticede herkesin bir hayat görüşü vardır, bu benim yanıtlarımdı. Bir başkasına sorsan farklı şeyler söyleyebilir. Mutlak doğruyu aramak güç olacak. Mutlak doğru var mıdır? Bu da bir sorudur tabii:)

Adsız dedi ki...

soylencek cok sey var aslında.ama bence sıkma canını.hayat sacmalıklarla dolu...

Simurg dedi ki...

Mevcut konjonktürde bu konuda sabırlı olmak gerekiyor biraz. Başörtülü genç bir kız bazı insanlar tarafından nedensiz bir şekilde tehdit unsuru olarak görülüyor ya da birileri öyle gostermek icin yırtınıyor. Modern! ebu cehiller, ebu lehebler ortalıkta dolanıyor. Yine bir şiir:

Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
halbuki,
biz sussak, tarih susmayacak...
Tarih sussa, hakikat susmayacak...

Onlar sanıyorlar ki,
bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
halbuki,
bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar,
vicdan azabından kurtulsalar,
tarihin azabından kurtulamayacaklar...
Tarihin azabından kurtulsalar, Tanrı'nın gazabından kurtulamayacaklar.

Sezai KARAKOÇ

Unknown dedi ki...

"Yine de ayakta kalıp insanlığı savunmaya devam" demişsin ya ayşenur. Geriside yalan zaten.Bunu savunmaya devam! Yoksa onların yaptıkları gibi yapıp bizde ayrıma gidersek, yazdıklarımızın hayatlarımızla bir alakası kalmaz. Boşver.

a. dedi ki...

Yazıya yeniden bakınca burdaki yorumu fark ettim. Tekrar ayın yazılarında yer verdiğin için teşekkürler HBBA:)

Berra Bayka dedi ki...

bu tip şeylere takılmamalısın bence.. bunlar hayatın her yerinde var..o yüzden böyle cahilce saçma sapan şeyler söyleyenleri kaale almamak lazım .. nasıl der bir öğretmen seni böyle sınıfıma alamam .. bu ne demek ya saçmalığa bak .. çok ağır şeyler söylemeyi çok isterdim aslında ama bu tip kişilikleri konuşarak vaktimi harcamış oluyorum..