14 Ağustos 2010 Cumartesi

Çapraza Karışık - VI



* Yaz okulu sonunda bitiyor. Aslında dört ay memlekette sıkılırım, bir de burada artık son yazım diyerek kalmıştım ama sıkıldım artık, itiraf ediyorum. Ve bizimkilere "üstten ders alacağım böylece gelecek sene rahatça KPSS çalışacağım" demiş olabilirim ama iki ders ile ne kadar rahatlık olacak bilmiyorum... Gerçi, dersler çok zevkliydi, iyi ki daha önce kalıp bir avuç matematik dersi alma hatasına düşmemişim.

* KPSS dedim de neredeyse herkes çalışmaya başlamış. Bir de bilinçli insanlar, işte şundan başladım şundan dolayı diyorlar, ben aval aval bakıyorum. KPSS ile alakası olmayan insanlara "hangisinden başlasam hadi seçelim birini" deyip gülüyorum kendime. Ben son dakika insanıyım bir kere. Yazın çalışsam kışın asla çalışamam, o yüzden kışa hazırlık yapıyorum şimdi yatarak da kimsenin haberi yok heheeeey!

* KPSS evet. Bundan hiç bahsettim mi bilmiyorum. Yüksek lisans falan filan bir şey istemiyorum. Ben yurdumun bir yerinde öğretmen olup öğretmek istiyorum. Tek derdim bu...

* Ramazan geldi diyorlar ama daha biz hissedemedik. Hissedebilen var mı? Evime gidip aileyle geçirilen bir ramazan ayı istiyorum ben. Bir hafta kadar sonra bu isteğime çoktan erişmiş olacağım inşallah...

* Bu aralar anime izleyesim geliyor, hatta tekrar çizme isteği de geldi. Elfen Lied'i izledim mesela en son. Pek hoş, pek hoş. Arada pasajlara uğrayıp, tüm paramı animelere yatırıyor ve i,zlemiyordum onları. Sandıktan çıkarmanın vakti gelmiş galiba...

* Hee bir de Şeker Kız Candy' yi indirmiştim geçen yıl, şimdi elimde 50 bölüm var. İzlemeyi çok istememe rağmen bir türlü başına geçmek istemiyorum. Bu küçükken aldığım çikolatalar gibi hissettiriyor, sanırım hemen bitmesin diye yemiyorum . Pardon, izlemiyorum!

* Bazen buraya bir cümlelik yazılar yazmak istiyorum. Çok abartmadan, tek cümlelik şeyler... Hatta izlediğim filmlerden sevdiklerimi de yapasım var ama kendimi engelliyorum nedense. Gelip okuyanları o tek cümle için buraya sürüklediğimi düşünüyor, vicdan azabı çekmekten korkuyorum belki. Ama kimsenin etkisi altında olmadan buraya yazan da ben miyim? Öyle söylemiştim, e bu ne çelişkidir o vakit!

* Bu aralar kafam fena halde karışık. Bir şeyler net olsaydı, olabilseydi keşke...

* Yaz mevsimini hiç sevmediğimi bilmem kaç kere haykıracağım ama bir kez daha haykırmakta fayda var. Bıktım sıcaktan, üşümeyi özledim. Öğle vakitlerine kadar rahatça uyumayı özledim. Hırka giymeyi, ellerimin üşümesini özledim. Sonbaharı, kışı özledim. "Wake me up when summer ends!"

* Bir süre önce birkaç öykümün yayınlandığı dergiye bir yazıdan sonra kızıp, bir daha yazı göndermeyeceğim size demiştim. Haftalar sonra geri dönüp, beni tashih grubuna almak istediklerini söylediler. Bu dergi beni şaşırtıyor açıkçası...

* Profil kısmında çok fazla blog olan yazarlardan haz etmiyorum. Hangisine en çok yazıyor bilemediğimden galiba. Ama ben de öyleyim, ne olacak şimdi? Yalnızca Soytarı blogumu kapatsam mı diyorum. Ama orası sayesinde sık kullanılanlarım rahatlamıştı... Her beğendiği şeyi sık kullanılanlara alan ve sonra bakmayı unutan tek kişi de benim değil mi? Ne vuruyorsun yüzüme! :)

* Ablamlara kızardım ben, şimdi niye kitap okumuyorsunuz diye, bazen şu cevap gelirdi "önceden çok okuduk biz" Ben de mi yaşlandım acaba ?(aman yaşlı dediğimi duymasınlar) Okuyamıyorum kardeşim, yapamıyorum. Arada şiir kitabı karıştırıyorum o oluyor, yoksa yok...

* Kesin seneye çok kitap okuyasım gelir. Hep olmayacak zamanlarda olmayacak şeyler yapası gelir ya insanın! Mesela benim şu an çok delice şeyler yapasım var. Arada oluyor öyle, deliriyorum.

* Bu yazı sence de fazla uzamadı mı? Bence epey uzadı. Keseyim o vakit.

* Kendine iyi bak blog. Yabancıların arabasına binme. Tanımadıklarından şeker alma.

1 yorum:

selen dedi ki...

"Her beğendiği şeyi sık kullanılanlara alan ve sonra bakmayı unutan tek kişi de benim değil mi?"

Yok vallahi de billahi de tek kisi degilsin :)