19 Eylül 2010 Pazar

Dörtmüş



Okul başıyor yeniden...

İki ve üçüncü sınıfta insan bir rahatlık duygusuyla ayrılıyor memleketinden. Heyecan ve kaygı bir ve dörde özel olmalı. Nedense son yılın verdiği garip bir his var içimde. Bu Ankara'da son yılımı yaşayacağımın hüznü mü, atanıp atanamamanın kafamda oluşturduğu sorular mı, yoksa öğrencilik hayatının bitişinin burukluğu mu bilmiyorum. Belki bu kaygılar çok yerinde duygular, peki ya öteki?


Heyecanlıyım. Hem de çok heyecanlıyım. Bu hissin içimde ne zaman filizlenip büyüdüğünü, dallarının ne zaman yazdıklarıma sarktığını bilmiyorum. Nerde okumuştum, şöyle diyordu "Ne zaman başladığını bilmiyorum, ben anladığımda çoktan ortasına varmıştım" Peyami Safa demişti belki... Güzel demişti.


Yıllardan beklentiler umarak geçen bir ömrün içindeyim ne zamandır. Belki en fazla beklentimin olduğu yıl bu yıl olacak ama... Söyleyemiyorum. Ne verecekse versin bu yıl da bakalım.


Güzel mi olsun? Onu mu diyeyim?


Peki.

Güzel olsun.*


Olur mu?



* Ne de çabuk ikna oldum.




1 yorum:

Evren dedi ki...

e olsun tabi, çok çok daha güzel olsun hem de...