28 Ekim 2010 Perşembe

Portta Kal El Ver

Yazdım aslında bir şeyler. Ama yayınlayamadım, taslaklarda sakladım, dönüp okuyamadım bile...

Söylesene...

Hiç ikiye bölündüğün oldu mu senin de?

Bir portakal yarısı ile bir elma yarısı çıktı mı ortaya?

Hangisi benim, hangisi ben olmalıyım diye kafa yordun mu boşu boşuna...

İşte iki ayrı şey bu, minicikler bile bilir diyorlar, sen hiç onları birleştirmeye çalıştın mı koca halinle?

Bir yanım kapalı kutuda çığırtkan, bir yanım suskun bir nota.

Nasıl oluyor değil mi?

İşte olmuyor...

Olmuyor ki.

Konuşuyorsun diyorsun...

Ama susuyorum bir şeylere, bilmiyorsun.

Ne olsam nasıl olsam diyorum. Olduğum ben ile yürümüyor bir şeyler. Olduğum ben laf sanki, bir yerde de peynir gemisi...

"Ben" olmasam diyorum, o zaman da bir anlamı olmuyor ki...

Ben herkes olmayayım diyorum, sonra hayalci oluyorum.

Ben bir şeye güzel bakayım diyorum, kör oluyorum.

Dünya bu kadar mı kötü, her şey bu kadar mı sıkıştı mantık çerçevesine?

Ben "Hayır!" "Böyle değil!" dedikçe neden hayal kırıklığı oluveriyor insanlar?

Bu kadar mı tek tiplerden , doğru ve yanlışlardan, oluşuyor kainat?

Ve sen...

Hiç, olması gereken kişi olmadığını anladın mı?

Bu dünyaya uygun olmadığını...

Peki, ne yaptın?

Peki, söylesene, hiç "doğru mu yaptım" sorusuyla başbaşa kaldın mı?

Kırıldın mı hayata?

Sonra kendine...

Hayallerine...

Portakala ve elmaya...


...

2 yorum:

Evren dedi ki...

yüreği olan herkes bölünür bir gün bir yerde. yapıştırır kendini sonra, en çok yorulanlar şu hayatta, kendini bir arada tutmaya çalışanlardır unutma.
portakalın bir suçu yok eminim ona darılma am aelma o kadar masum olmaya bilir şaşırma...

beenmaya dedi ki...

ben, hayaller, portakal ve elma...sürekli yer değiştiriyoruz birbirimizle...