25 Temmuz 2011 Pazartesi

Başucumda - Mim

*
"Dün gece rüyamda seni gördüm. Olup biteni ayrıntısıyla hatırlamıyorum; tek hatırladığım, sürekli birbirimizin yerini alıyorduk; ben sen oluyordum, sen de ben. Sonunda sen bir şekilde alev aldın, bense ateşin bezlerle söndürüleceğini hatırladım, eski bir etek aldım ve sana onunla vurmaya başladım. Fakat sonra dönüşümler tekrar başladı ve öyle bir noktaya vardı ki, artık orada sen yoktun, yanan bendim ve etekle vuran da bendim. Ama vurmak bir işe yaramadı; yalnızca, bu tür şeylerin ateşe karşı hiçbir faydasının olmayacağı yolundaki eski korkumu doğruladı. Fakat bu arada itfaiye gelmişti ve sen bir şekilde kurtarılmıştın. Ama eskisinden farklıydın, hayalet gibi, karanlığa [...] tebeşirle çizilmiş gibi ve cansız ya da belki yalnızca kurtarılmanın sevincinden gücün tükenmiş bir halde kollarımın arasına yığılıverdin. Fakat dönüşebilirlik tehlikesi burada da devam ediyordu, belki de birisinin kollarına yığılan bendim."
Franz Kafka - Milena'ya Mektuplar

Kafka'nın yazdıklarıyla hissettiğim şeyler arasında çok fazla ortak nokta bulduğum bir zamanda okumuştum kitabı. Çok, çok değerlidir benim için bu yüzden. "En ..." dir. Sonra da aynı yerinde olur mu bilemem ama şimdilik başucumda.

*
"Yalnızlık hadi gidelim'dir çoğu kez,
Hadi n'olursun."

"Otobüs camlarını en çok,
en çok televizyon antenlerini,
çatıların eğimini (içimize doğru) ve kuşları,
insan yüzlerini sonra,
birbirini rendeleyen insan yüzlerini,
sonra komşu evde azarlanan flüt sesini,
bir kadehin duruşunu ve sokağı (yüzümüze taşan)
ve romanları daha da çok bir iştahla
okur, okurdum da,
hep sen kalırdın aklımda.
Sen kalırdın senden de büyük.

Anlardım ki, insan bir başkasındaki kendini okur;
ve okunanlar yalnızlıktır."

Hasan Ali Toptaş - Yalnızlıklar

* Simeranyasında başka bir dünyayı düşleyen bir adamı anlatan roman. Burada söylemekten bıkmadığım, bıktırdıysam da çekinmeden yeniden yazacağım Samim'in anlatıldığı kitap: Yalnızız - Peyami Safa.

Muhteşem tespitler yapan, derin, zeki bir adam . Kitabı okudukça hayran olmuş, Meral'in davranışlarına baktıkça kızmış ama Peyami Safa romanlarının olağan bir durumu olduğu için aldırmamıştım. Kadınlar biraz daha sevse ah, demeden edilmeyen kitaplar yazıyor Peyami amcamız. Bu kitabı benim için asıl değerli kılan kısmı, kitabın sonlarına doğruydu... Telepatiydi adı. Tüylerimi diken diken etmişti o kısım, sonrası malum...

* Ortaokulda okumuştum. Bana "kitap" adlı şeyin çok güzel bir şey olduğunu fark ettiren odur. Bu yüzden değerlidir. Dizi halindeki uyarlamasını da ne zaman görsem TV de, oturup izlerim. Çalıkuşu - Reşat Nuri Güntekin

* Sonuncuya Aylak Adam'ı koyacağım. Nedenleri birkaç önceki yazıda saklı.



Çok fazla kitap okuyamadığım bir dönem olduğu için şimdilik bu kitapları başucumda belledim, bilmem bunları aşacak şeyler olur mu... Buraya yazmak istediğim ama mimin sınırlayıcı "beş adet" maddesinden dolayı ekleyemediğim birkaç kitap daha var ki; onlar da şöyle:

Ermiş var, Halil Cibran'ın... Ergenlikle olgunluk arasındaki bir çizgideyken bir pencere aralamıştı bu kitap bana. Bir liraya almıştım, sepete düşmüş ve bu yüzden üzmüştü beni.

Bütün Şiirleri - Behçet Necatigil var sonra. Şiir okuma isteğinin ilk doğduğu zamanlarda öylesine seçtiğim bir şairdi. Sadece "Sevgilerde" şiirini biliyordum ve onu bilmek bu kitabı edinmeme yetmişti. Alkım Kitabevi'nden, kapanmadan önce edindiğim son kitap...

Rüzgar gibi Geçti. Söylenecek çok şey yok, klasiktir, filmi eskicedir, kitabı kalındır. Ben liseye yeni geçmiştim okurken. "Bitmesin" diye ağlayışımı unutamam.

Ayfer Tunç'un Evvelotel'i. İçindeki bir öyküden dolayı onu da yazmak isterdim.


Bu mimi bana yollayan Selin'e çokça teşekkürler...

Mim, benden azura'ya gitsin.




1 yorum:

Azura dedi ki...

En kısa zamanda yazacağım. :) Milena'ya Mektuplar'ı çok merak ediyorum, sanırım benim de başucu kitabım olacak tabi alıp okursam artık.