22 Aralık 2012 Cumartesi

İkibinoniki


Yıl bitiyor, yeni bir yılın geldiğini yeni yeni fark ediyorum. Nedense ben; ışıklı caddeleri, süslü dükkan camekanlarını görmeden inanamam üzerimdeki yılın eskidiğine, geçeceğine. İlla geçmeliyim o caddelerden. İlla içimde eski yılbaşı kartları özlemi birikmeli.

Bu yıl için söyleyebileceğim ne var diye düşünüyorum. İyi miydi kötü müydü diye düşünüyorum. Bulabildiğim tek kelime "yeni" oluyor. İki bin on iki hayatıma girmiş bir esti sanki, biraz dinlendim, düşündüm. Sonra o beni elimden tutup bir yere götürdü. Bıraktı.

Bundan öncesinde ve sonrasında ve bunun süresince güzel, gerçekten güzel günler oldu. Düşündüğüm gibi bir hismiş, dediğim şeyler oldu. Düşündüğümden güzelmiş dediklerim... Şubat oldu, şubat, şubat oldu. Kar yağdı üzerimize. Unutmayacağım o ayı. Hiç unutmayacağım. Bilemezsin şimdiden deme, bilirim.

Güzel günlerimi yazamadığımı da biliyorsun artık.
Yazmadığım her günden mutluluğa pay biç.

Gözlerinden öperim ikibinoniki. Ayrı yazmayacağım seni.
Yine gel.
Beni bu İstanbullarda yalnız bırakma.
Gülücük.









Hiç yorum yok: