2 Nisan 2013 Salı

Artık Eskisi Gibi Değiliz Tonlaması

O deniz kenarını çok sevmiştim. Oradaki bir saati, yoksa daha az mıydı? Belki de çok daha fazla... Nerede yanlış yaptığımı düşünüyorum. Fatma'yı özledim uzun zaman sonra. Aklıma yer yer geliyordu ama bugün gerçekten özledim. Ama aramıyorum. Aramıyorum. Aramak istemiyorum. Özlediği halde aramak istemeyen insanlardan oldum. Belki de hep öyleydim. Bir şey kayboldu arada, kırıldı ve o ses tonu... Gelecek olan ilk ses, bir alo... Hissedilir. "Artıkeskisigibideğiliz ses tonu" olsun adı. ARTIK ESKİSİ GİBİ DEĞİLİZ. Bunu hiç sevmiyorum işte. Ve benim tüm kaçmalarım bundan. Hepsi değilse bile yarısı bundan.

Biliyorum aslında. Bal gibi, şeker gibi de biliyorum. Artık eskisi gibi değiliz, istemezsek olamayız da, biliyorum. Ama o ses tonunun hiç karışmayacağı bir şey vardı belki sende. Ya da ben tamamen yanıldım işte. O deniz kenarı yaptı bunları. Kızmam gerekiyordu çünkü; ARTIK ESKİSİ GİBİ DEĞİLİZ tonlamamı yastığın altından çıkarmam gerekiyordu.

-(yor)du


Bence uyuyalım. Çünkü her şey çok hüzünlü olmaya başladı. Uyuyunca bunlar rüyaya giriyor, sabaha hatırlamama şansı var.

işte buna güldüm.



Hiç yorum yok: