19 Ağustos 2013 Pazartesi

Cemil

Gidelim bence. Gidip bir kitabın içine duralım. Olmuyor diyorsan o diziye götür beni: Cemil'e.

O mektubu hiç silinmeyecek aklımdan, sesi...

İçimden kuşlar havalanıyor düşündükçe; içim ısınıyor, kavruluyor, tutuşuyor.

Küçücük kız geliyor gözümün önüne; on dört yaşında, oturmuş soğuk betona, elinde kapanmış bir kitap: Ağlıyor.

Şimdi yirmi dört yaşında o kız, aynı kitabın dizisi bitiminde yine aynı halde...

Yapma Reşat Nuri bana bunları. Böyle güzel insanları kitaplarla sunma. Yaşayamıyorum, gerçek hayatı sevemiyorum. Sonra, uyum sağlayamıyorum. Rüyadan uyanırmış gibi büyük bir hayal kırıklığı ve özlemle baş başa kalıyorum.

Kitaptan hiç hatırlamıyordum onu; ama nasıl da sevdim. Onu, Cemil'i...



Büyükada,
bekle...








Hiç yorum yok: