11 Eylül 2014 Perşembe

Nev-i Şahsına Münhasır - Efkarlıyım Bir O kadar da

- Yeniköy yakın mı buralara, diye sordum.
- Evet, dedi Hilal eliyle solumuzdaki bir noktayı işaret ederek, hemen şurada.

İsmi lazım değil, eskiden sevdiğim bir sanatçının evinin orada olduğundan bahsettim. Hatta kendisi bir şarkısında bundan bahsederdi. Arkadaşım, bir şeyi hatırlamışçasına sevinerek seviyor musun hâlâ o adamı, dedi. Yok dedim, hiç değil, hatta nefret edercesine soğumuşum. Konser sonraları tanıyorsun sanatçıların aslında düşündüğün, gözünde büyüttüğün insanlar olmadığını. Ben ondan bilmem kaç yıl önce bir konserinde soğumuştum. (Bunu anlamak ve şarkılarından uzaklaşmak üç dört yılımı almıştı tabii.)Sonra, onun hayran olduğu bir sanatçıdan bahsettik bir süre. Çok mutluydu, ben de onu öyle mutlu gördükçe mutlanıyordum. Ergenler gibi hissediyorum kendimi diyordu.Sıra yine bana geldiğinde, kimi dinlerken zevk aldığımı sordu. Ağzımdan öyle birdenbire Nev çıktı.

Çok fazla şarkı dinlememeye başladım. Öyle kimseye hayranlığım da yok, belki yaş almamızın etkisiyle eskisi gibi olmuyor hiçbir şey. Dinlemek isteyince youtube'daki favori videolarımın listesini açıyorum, biri bitiyor biri başlıyor... Tabii araya bazı bazı dizi bölümleri, şiir okumaları vs de girebiliyor ama müzik klasörüne ulaşıp kendime bir liste hazırlamaya iyice üşenir oldum. Oradaki birçok şey artık bana hitap da edemiyor, hoş.

Nev. Ama Nev'i hep sevdim. Düşünüyorum da ilk çıktığı zamanlardan beri, hani şu ergen dergilerinde posterleri olduğu zamanlardan beri... Genelde sevdiğim sanatçılar sorulduğuna aklıma bile gelmezdi hiç. Bu kez gelince de şaşırdım. Evet, dedim, Nev'i pek bir beğeniyorum. Alaturka söyleyişini ve diğerlerini de bir o kadar çok. Sosyal medyaya karışmadan şarkılarını yapıp, klibini çekip yeniden ortadan kaybolmasını da hatta.

Her neyse, ne diyordum?





Hiç yorum yok: