15 Şubat 2016 Pazartesi

En Az On Yıl Öncesinden


Bir tren yolculuğu düşlemiştim günün birinde. Hesap etmeden hiçbir şeyi, nereye gidildiğinin bile önemi olmaksızın... Manzara aksın, aksın, aksın istemiştim geniş bir pencereden. Sonra o manzaranın içinden birine "işte burası" dediğimiz an inecektik. Dolaşacaktık istediğimiz kadar. Ardından yine yollar... Başka ineceğimiz yerler de olacaktı. Gezince beğenmediğimiz yerler de... İstediğimiz saatte bulamayacaktık yeni tren biletlerini belki ama umrumuzda olmayacaktı bu gibi şeyler. 

Büyük bir hayal değildi ama yine de olmadı. 













2 yorum:

buraneros dedi ki...

Bak ettiğine şimdi, en yeniden başlayarak film yorumları yazına kadar okudum ve onu sonraya sakladım:)) Yazılarına bi gözle bakıldığında hüzün olsa da ben nedense gülümsüyorum seni okurken, iyi tanıdığımı düşündüğümden mi acaba:)) Cümlelerine hayran olduğumu biliyorsun zaten:))

Soruna gelince: şahsen gençken benim geleceğim de fazlası ile konuşuluyordu, benim dışımda benim için planlar yapılıyordu:)) Hatta seçimlerimi bile etkiledi bu durum diyebilirim:)) Ama belli bir süreçten sonra bunların beni ne kadar da zenginleştirdiğini hissettim:)) Mecburiyetlerden sıyrıldığım bir süreç başladığında da geçmişin zenginliklerini de heybeme koyup yüreğimin götürdüğü yere gittim:)) Sorumluluklarımdan vaz geçmeden:))

Yorumu özellikle bu yazıya yazdım:)) Benim yazdığım geziyi ne kadar uzun zamandır hayal ettiğimi bilemezsin:)) Geç erişmek de belki çok keyiflidir, kimbilir:)) Bence yap, tek başına bile olsa, belki de çok daha eğlenceli olur, bir nadas belki:)) Yeri gelmiken bi not verim bari:)) Yataklı vagonu istersen tek kişi de alabiliyorsun, bu kez tek yön için 100TL civarı bi fiyat ödemek gerek:)) Hımmmmm senden bi gezi yazısı okumak:)) Düşünmesi bile heyecan verici:))

a. dedi ki...

Geç erişmek de belki çok keyiflidir, kimbilir demişsin. Bu cümle o kadar güzel ki günlerce üzerinde düşünülür.

Bir gün gidersem eğer sana uzunca bir mektup atacağım. El yazısı, en güzeli.