30 Ocak 2009 Cuma

İyi ki doğdun Kutsibacıkk!

Şimdi Fatma ben nereden başlayayım “biz”i anlatmaya?
İlkokul günlerine uzanayım istersen…Bahçede koşturan ufak tefek küt sarı saçlı kızı anlatsın cümleler:) O zamanlar seni cadı diye tanımlardım ben:P Her yanda karşıma çıkar “öğretmenim ben, ben!” diye parmak kaldırırdınız Fatma ile…Fatma’ya gıcıktım ben bilirsin o rüzgar gülü olayından sonra:D Sana da gıcık olurdum da tanıyor muydum ki seni?ı-ıh
Sonra zaman geçti 8.sınıf olduk, yollarımız dershanede kesişti.Okulda pek mutlu değildim zaten dershane cennet gibi gelirdi… Ve orayı anlamlı kılan “tek” kişiydin sen:) Ben nasıl unuturum senin sınıfa hep 5 dk geç gelişlerini? Coğrafya öğretmenini neredeyse işinden edişimizi? Ve senin yegane, kahverengi, dershane için tasarlanmış kıyafetini:P Apogilin arkasına otururduk hep, arada bir rehberlik bölümüne uğrar uygulamayacak planlarla geri dönerdik:) Her teneffüste tahtaya bir geo sorusu yazan Emre arkadaşımıza ve onu çözmeye çalışan ahaliye kıkırdayarak gülerdik…
Sonra kader yollarımızı lisede de ayırmamış, öğretmen lisesi yollarını arşınlar olmuştuk. Aynı odada bir yıl geçirmiştik Bucaklılar olarak:P Şimdi hatırladıkça gülerim ben o gazoz olayına, senin Stephen King okuyup gece korkulu anlar yaşayışına, Sivaslı kızlar gelmeden odaya ne yapacakları konusunu konuşup atıp tutmalarımıza, Peyami Hoca’ya küsüşlerine(İngilizcen çok iyi olabilirdi bak:P)
Sonra odalarımız ayrılmıştı tabi ama sınıfta görüşüyorduk maalesef:P
(Sayısal da sayısal diye gitmiştim yanına, sen bana TM seç derdin, şimdi “keşke..” diyorum arada sırada…)
Rukişle Nadiye’nin komik laflarını bulup nasıl arardı gözlerim seni, bilirdim senin de güleceğini:D
“Hangimiz uzun?” triplerine girerdik arada, itiraf ediyorum uzadın sen:D( ama fazla havalanma hala kısa standartlarındayız)
Anımsayamadım ama birinin annesi “ Benim kızım aklına uzamış” diyormuş, bence kendimizi böyle teselli edebiliriz :D

Hey gidiii…
Sınıfın DeliKadir’i…
Etüt aralarının delisi(oynayışlarını kastediyorum)
Okul bitti gitti işte ama hep söylerim benim lise arkadaşlarım başka diye…
Bizim bisiklete binişimiz başka…(bisikletimiz de başkaydı)
Kızışlarımız, küsüşlerimiz başka…
Arada diyordum gelseydi bu kız da Ankara’ya diye, arıyor insan ne bileyim:(
Ama hedefinin peşinden koştuğun ve istediğin yerde olduğun için mutluyum…


Biliyorum hayat boyu bayramların son günü pastanede buluşamayacağız, hep başka bir yerde buluşmayı düşünüp ben kendimi sizin evde bulmayacağım:)
Ama biliyorum ve bileceğim beni anlayan birinin hep var olduğunu, olacağını! Anlatamadığım şeyleri “anlıyorum” diyen biri var…
Bir zaman Faik Hoca iyi arkadaş için “ ‘gidiyoruz’ dediğinde ‘nereye?’ diye sormayandır.” demişti…Bizim aramızdaki bundan güzel anlatılır mı bilmem.Sırf seninle diye “Arog” a gidip “iyi ki gittim” dediğimi biliyorum.Film bahane Fatma’yla olmak şahane:P

Geçen gün sen beni aradıktan sonra içimdeki çocuğun çoğunda payın olduğunu düşündüm…
İçimdeki kıpır kıpır, deli bir yan var, ondan emeğin büyük:) Seninle bir araya gelince maksimum düzeyde oluyor, işte gülmekten konuşamama sebebim.

Şimdi ben sana İyi ki doğdun demeyeyim de kime diyeyim deli kız?

Bir Beyaban desem güleriz biz…

İyi ki doğdun,Kutsibacım, iyi ki de vardın,varsın, olacaksın...

Hiç yorum yok: