23 Mart 2009 Pazartesi

Devran, düzen

Siyasetten anlamıyorum!
Kimileri bunu cahillik olarak algılıyor, anlasınlar, öyledir elbet.
Denedim ama... Kalın kalın kitaplar aldım her daldan, okumaya çalıştım, okuyamadım. Bilmem gerektiğini düşündüğüm yahut insanların düşündüğü bir sürü konuyu bilmiyorum, bilgisizim, cahilim, evet.

Daha dün parti arabaları plastik top attı diye annesine "ona oy ver anne, ona..." diyen çocuktan farkım yok. Basit, çocuk mantığıyla düşünüyorum hala: "İyi isen gel, kötü isen git." Sen a imişsin b imişsin yok c imişsin benim için bir anlam ifade etmiyor. Sen x demişsin yok diğeri sana y demiş, haydi x diyeni alkışlayalım diğerini taşlayalım diyemem ben. Bir kalıp içine girip onun binlerce yanlışının yanında sırf benim "taraf"ımda diye bir dediğiyle göklere çıkaracak biri değilim. Bu yüzden es geçiyorum gazetelerin siyaset sayfalarını, tv izleyemiyorum, siyaset konuşan insanların yanında barınamıyorum.

Seçimler yaklaşıyor yine boy boy resimler gözlerimize sokuluyor, güzelim yollar bozulup tekrar yapılıyor, birçokları yoldan yoksunken... "Bu işler böyle işliyor işte..." diyenlerden olmak da istemiyorum ama malesef öyle...

"Bir" olmak varken "çok" olup kavga etmek oldu siyaset. "Sen a sın anlamazsın, yok bu kitap b nin okumayalım, bu şarkıyı c söylüyor geçiniz" oldu. Ortak noktalar aranmaz oldu... Simge oldu birçok şey...Birçok şey yitip gider oldu siyasetin altında...

Belediye seçimleri biraz daha esnek olabiliyor tabii, belki güzel yandır bu... Hele ki küçük yerlerde insanlar partisine bakmadan "insan" seçiyorlar; hizmete, ortaya konulacak yüreğe bakmaya çalışıyorlar... Keşke büyükler için de aynı şey geçerli olabilseydi, belki o zaman daha güzel olurdu her şey... Partiler insanları bölen itici şeyler olmaktan çıkardı...

Bunu biraz "erkek" "kız" muhabbetine benzetiyorum ben. "Erkekler böyledir, kızlar şöyledir" de diyemiyorum, diyenlerden hoşlanmıyorum. Genellenmiş, kalıplanmış her şey. Bu işler de mi böyle yürüyor? Herkes aynı olmak, aynı doğru altında olmak zorunda mı? Aynı doğrulara nasıl sahip olabilir onca insan?

Haydi diyelim ki bu işler böyle... Bir de ordan burdan öğrendiğiyle ahkam kesmeye çalışan insanlar var. "Aaa bunu bilmiyor musun?" gibi can sıkıcı sorular yöneltip, bir şey bildiğini zannedip ortada dört dönenler... Sen bildin, aferin de ne oldu bacım, abim? Kim duydu senin sesini? Benden farklısın, bir artın var, siyasetten anladığını zannediyorsun da ne oldu? Bir kitlenin altında kalıp "yardım edinnnn!" diye bağırdığına yoruyorum zırvalarını... Hoşlanmıyorum senden, senin gibilerinden...

Siyasetten anlayan insanlar da var, kendince güzel düşünceleri olan, bir parti içersinde olan ama her şeyi yanlışı ve doğrusuyla görenler de var... Onlar güzel insanlar, onlara bir şey demiyorum, kimse alınmasın... Zaten kimseye siyaset konusunda ahkam kesecek düzeyde değilim, dışardan bakıp komik ve acı yanları görüp "aa bu bir trajikomik bir film" diye çığıran kişiyim ben. İzleyiciyim evet, sanırım aradığım kelime bu imiş.

Durumum, düşüncem bu... Ne zaman değişir, ne olur ne biter bilmiyorum. Bu devran böyledir, böyle giderse ben de değişmem. Yok, değişirse bir şeyler, kalıplar yıkılır, etiketler kaldırılırsa gün gelir benim de söyleyecek iki çift lafım olur belki, kimbilir?

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Siyasetten filan anlamıyorum demişsin ama, doğru bildiğinin değil, doğru olanın destekçisi olmaktan daha güçlü bir siyaset yok ki zaten?

E okuduğum kadarıyla sen de öylesin.

Yeme bizi.

a. dedi ki...

Öyle mi demişim? Öyle diyorsanız öyledir, ben anlamam dedim, sustum:P

DontHurtMe dedi ki...

Bir hayvanat bahçesinin açık hava konserinde gibiyiz..