Rüya

Yoğun bir hafta sonunun ardından harıl harıl ders çalışmam gerekiyorken uyumayı tercih ettim, sadece bir saatliğineydi tabii... Uyandığımda 3 tane bir saat geçmişti.

Saati kurmamıştım öylesine bir rüya bitiminde uyanıvermiştim işte.

Normalde olmazdı öyle şeyler.

Sadece beni çok etkileyen rüyalar ardından bölünürdü uykum.

Uyanır "gerçekti, gerçekti, değil mi?" diyen bakışlarla yoklardım etrafı.

Her şey gerçekti.

Uyandığım yatak, masadaki telefon, duvardaki resimler.

Sadece rüya gerçek değildi.

Değildi işte.

Bugün görülen rüya tuhaftı, hatırlatmak istercesine uyandırmıştı beni.

Bir pazar yerindeyim sanki.

Bildiğim, tanıdığım, hayatımda var olan herkes orada.

Dolaştıkça yıllardır görmediğim insanları görüyorum, herkes bir şey satma telaşı içersinde.

Dolaşırken kalabalığı yaran tanıdıklar buluyor beni, ellerimden tutup başkalarının yanına götürüyorlar.

Onlara giderken yanımdan başka başka tanıdık yüzler geçiyor, arkamı dönüp seslenmek isterken arkadaşım tuttuğu eliyle sürüklüyor beni peşinden." Neyse tekrar görürüm nasılsa" diyor ve devam ediyorum.

Sonra başka başka tuhaf şeylerin ardından kendimi üst üste yığılmış eşyalar üstünde buluyorum. İnmem mümkün değil, kalıvermişim orada, tanıdığım herkes hiçkimse oluyor. Korkuyorum, insem kıracağım bir yerimi.Bağırmak istiyorum, sesim çıkmıyor...

Sonra kalabalık içinden biri geliyor, sanırım "kutsiba" bu diye geçiriyorum içimden. Ve o anda üstünde oturduğum eşyalar inip çıkmaya başlıyor, sabit olan her şey oynuyor.

İndiğim anda tutuyor beni kutsiba, kurtuluyorum o gelgitlerden...

Öyle işte. Garip geldi o rüya.

"Hayat"ın tanımı gibiydi. Birçok insan, herkes kendi halinde... Oradan oraya koşturan, zaman zaman kişilere takılıp etrafı göremeyen ben. İnişli çıkışlı yollar, sonra çıkmazda tüneyen bir yalnızlık ve seni o durumdan çıkaran bir arkadaş.

Hayat böyle bir şey sanki.

...