6 Nisan 2009 Pazartesi

Büyük Umutlar


Bazı kitaplar hayal meyal gelip gidiyorlar zihnimde, ne bir isim, ne bir yazar hiç bir şey hatırlamaksızın... Karakterler, yaptıkları bir köşede ama hangisi neye ait hatırlayamıyorum. Great Expectations da onlardan biri imiş işte...

Dickens'ı severim, çocuklarını severim onun. Kitap içlerine gizlediği farklı karakterleri severim. Karamsar çerçeveden insanlarını alıp iyi insanlarla karşılaştırmasını severim. Aslında onun birçok kitabında vardır "umut" ama belki biraz daha fazlaydı "Büyük Umutlar" da, adı üstünde, öyle ya:) Yalnız kitabı bitirememiştim, bilmem neden yarım kalmıştı. Tabii tüm bunları filmi izlemeye başladıktan sonra anımsadım. O kitabı okuduğumu biliyordum filme başlarken; hatta yarım bıraktığımı da biliyordum ama hangi karakterler hangi olaydı anımsayamıyordum. Sonra film içinde o yaşlı deli kadını görünce anladım. Güzelim Estella'yı. Küçük Finn'i...

Filmi izlerken bol bol "Dickens görse bunları ne hisseder acaba?" diye geçirdim içimden. Birçok uyarlama film izledim ama bu filmdekiler sanki kitabın içinden çıkıp o mekana gelivermişlerdi.His işte...

Sonra başka hisler vardı, durumlar... Takılı kaldım ben...

Yağmurlu anda Finn'in resim sergisindeki hali... Bu kadar iyi oynanabilir miydi? Gözünün hiçbir şeyi görmeme durumu, bulunduğun yere ait olmama durumu. Bakma ama görmeme, duyma ama algılamama durumu...

Bir de içimizde beslediğimiz umutlar. İstediğimiz her şeyin olması ama bizim o olanların içinde olamamamız...

Küçük şeylerin büyük gözlerle görülüp, zamanın bu görülenleri eskitememe durumu. Zamanın bir şeyleri hafızada capcanlı tutma durumu.

Nefretin, "bana yapıldı ben de ona yapayım" ların can yakıcılığı...

Kalp kırıklıkları...

Ailenin hep olduğu yerde durma durumu...

Güneşin nihayet yüzünü göstermesi...

Her şeyin hiçbir şey, bir şeyin her şey olma durumu...

Umudun "sevgi" olduğu durum.

Büyük "umut" ~ Büyük "sevgi"

10 yorum:

kırmızılı dedi ki...

kitap,film,umutlar...
umutların boşa çıkması,sonra umut etmekten korkma...
sevginin boşa çıkması,sevmekten korkma...

a. dedi ki...

Korksan da devam etme...

tahtaKukla dedi ki...

kitapla film aynı duyguları yansıtmıyordu şahsım adına bunu çok rahat söyleyebilirim.estella güzelliğinden ziyade bir kukla olmasıyla ön planda.pipin acınası zayıflığı,aristokrasiye simile olmaya olan tutkunluğu.kitabın çevirisi umut olmamalıydı expectation 'beklenti',umuttan ziyade beklenti var o kitapta,herkesin kendini aşarcasına kendi kendilerini kaosa sokan beklentileri.hayattan karakter bazında tatmin olamayan insanların ufacık bir zelzeleyle ömür boyu kendilerini enkazda yaşamaya itme paradoksu.film izlenmemeli mi diyeceksiniz hayır izlenmeli fakat filmlerde senaryo üzerinde oynandığını bilerek film lezzetinde kitapla kıyaslama yapmadan izlenmeli,bu durumda bana sorarsanızki pip o kitaptan çıkıp filmde nefes alabilir mi alamaz,kitaptaki pipin kopyasıdır filmdeki derim.aciz ve naciz yorumumdur.saygılar

CaRtMaNtR dedi ki...

Lisedeyken okuma dersinde ilk dönem büyük umutları ikinci dönem iki şehrin hikayesini okumuştum. Feci şekilde insanı etkileyen ve içinde kaybolunacak hikayelerdi.

a. dedi ki...

Beklentilerle umutları çok fazla ayıramıyorum ben.Bir şeyi bekliyorsan umutlusundur sanki, küçük de olsa...
Kitabı dediğim gibi çok fazla hatırlayamıyorum, zaten hepsini de okumamıştım yine söylemiş olduğum üzere. Bu yüzden bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim.
Ama bir genelleme yapacak olursak, uyarlama filmler hiçbir zaman kitapla aynı doğrultuda olmamıştır. Her ikisinin verdiği tat ayrıdır.

a. dedi ki...

@cartmantr
Lisedeyken klasiklerin sıkıcı olduğunu düşünenlerdendim. Sen daha bilinçli bir okurmuşsun ne mutlu sana:)

tahtaKukla dedi ki...

heralde yani uyarlama filmler kitapla aynı doğrultuda olamaz, yüzlerce sayfalık kitabı 2-3 saatlik filme sokmak mümkün müdür!
beklenti ve umut aynı istikamete bakan kelimeler ama farklıdır bana göre ('.')

şahin dedi ki...

çok fena dişim ağrıyo ....aaaaa@#&%½$#£Æ€#....

a. dedi ki...

:S:S:S

şahin dedi ki...

bi geçmiş olsun yok mu aşkol ya neyse zaten geçmiyor bi türlü :((