9 Nisan 2009 Perşembe

Doğru mu?

Anlıyorum seni hayat...
Hep bir şeyler vermeyi sevmiyorsun, bazen elimdekilerin değerini anlamam için alıyorsun bir şeyleri...
Biliyorum, bilmiştim, bildim.
Sonra unutmuştum, unuttum,unutmuşum.
Hatırlattın.

Ama beni de anlasa birileri, anlasa...
Biri dese ki anlıyorum, gel gidelim buralardan, bırak o üzenler kalsınlar kendi yerlerinde diye...
Biri hayatıma el atsa, sevilenleri bıraksa, kalsa onlar hep benimle...
Üzenleri, yoranları atsa bir kenara, onlar kendi yağlarıyla kavrulsalar...
Ben başka kişilerin çorbasına tuz olsam.

Herkesi anlamaya, onları olduğu gibi kabul etmeye, sevmeye çalışıyorum. Ve o kadar çok yoruluyorum ki bunu yaparken. Yıpranıyorum. Sonra bir emek verdiğim beraberlik, arkadaşlık, benim geldiğimi sandığım yollardan çok çok gerilerde oluveriyor.
Sonra sağlam temeller attığımı sandığım bina altında kalmışçasına ezilip, büzülüyorum.
"Bu muydu? Böyle miydi?" diyorum.Sanki ben dizmiştim o tuğlaları yerli yerine ama onlar çürük çıkmıştı ... Elimi dolu zannederken, bakıyorum hiçbir şeyim yok.
Sonra üzülüyorum işte.
Kendime üzülüyorum.
Beni yanlış anlayan arkadaşıma üzülüyorum.
Bakış açılarımız farklı olduğu için arada olup biten yanlışlıklara...
Benim ona ayak uyduramayacağımı, artık onun yanındayken hep bir şeylerden çekineceğimi bile bile...
Yüzüme gülerken ardımdan kurguladıklarını bile bile bu arkadaşlığa devam etme sürecini izleyişime...

Ben de istemeden verdiğim değeri eksilteceğim işte birer birer. İnsanlar farklı olabilirken, beni anlama yahut niyetimi bilme konusundaki karışıklıklar alacalı yapıyor net bir rengi...
O kumaş kirleniyor...

"Bak o da böyle biri işte, onun kendince doğruları da işte bunlar..." demeye zorlandım ilk defa. Alınılmayacak şeylere alınma... Benim güvensizlik olarak tabir ettiğim şeyleri gündeme getirmeler...Bunlar önemli şeyler.Arkadaşlığın da kendince kriterleri var.

İnsanlar ruhsal açıdan çok farklılarsa yine de çok iyi olabilirler mi acaba?
Ya anlayamıyorlarsa birbirlerini, ardından gitmenin bir faydası var mı ki?

İlk defa çok yordu biri beni.
İlk defa çok farklı insanların çok iyi arkadaş olamayacaklarını üzülerek anladım.

Ama hala aynı yıkıntıdayım.
Hala onu tekrar inşa etmeye çalışıyorum, kendimden ödün vererek duruyorum o noktada...
Doğru mu?

4 yorum:

EyLüL Kızı dedi ki...

Kendinden ödün vererek yeniden arkadaşlık inşa etmeye çalışmak?
Doğru değil,hem de hiç değil.Arkadaşın seni olduğun gibi kabul eden kişi değil de ne ki?

tahtaKukla dedi ki...

farklı bakış açıları aynı noktada çakışabilir diyebilmek için harabeye dönen insan profillerini görünce sokakta yürürken soruların cevaplarını bulmak,bu kadar zor mudur ki?

tuğlalar çürük değil belki,belki yanlış yerde,yanlış zamanda bir inşaata kolları sıvadın :?
üzülmekle hayatın rayları döşenebilseydi,o raylarda can verenler için hergün gazeteler bu realiteden manşet atmazdı
bilirim üzüntünün kontrol edilebilen ve edilemeyen arasındaki ince çizgiyi...zorya işte zor o çizgide frenlemek.ben zoru severim ,teğet geçmeyi severim,kendimi zordan çıkarmayı severim,profilime yeni bir en güzel yenilgi daha eklemeyi severimdi benim için o çizgi.

yanında rahat edemediğim şahsı muhterem benim arkadaşım olamaz,olmamalı! "doğru mu?" evet bana göre doğru!

doğrular da körebe oynar,ebe olana talibim işte -_-

a. dedi ki...

@eylül kızı
Uzun bir süredir değer verdiğim insanı bir anda hayatımdan çıkaramıyorum işte... Belki bazen uğraşmalı, uf ne bileyim.

@tahta kukla
Yanlış yer yanlış zaman derken? Kişinin özündeyse yanlışlık bunu hangi zaman hangi mekan değiştirebilir ki? Yanlışlık derken tamamen bana göre yanlış ki bu onun doğrusu oluyor.

Zorluk var ama sorun benim o çizgiden geçmeyi isteyip istemememle alakalı. Bırakıp gider miyim normalde? Gitmek kolaydır, gidersin. Kafam karışık işte,

Çok zaman geçirmişsem, zamanında epey değer vermişsem "bu bana göre değilmiş" deyip gidemiyorum. Adım gibi bilsem de doğru olanın ne olduğunu, sorular ardına saklanıp konumumu koruyorum.
Çok çelişkili cümleler kurdum belki.
Karışığım işte...

tahtaKukla dedi ki...

gitmek kolay değildir asıl,kalırsan her zaman tekrar aynı yapının inşaasıyla haşır neşir olursun yık yap yık yap döngüsünün içinde benliğini yitirirsin,durup beklemek zayıf insanlar içindir!
yanlış yerde yani şahıstasın,yanlış zamanda yani ilerlemeyen durdurulmuş bir zamandasın anlamsızlaşan yabancılaşmış zaman dilimindersin demek istemiştim