17 Nisan 2010 Cumartesi
Günaydın İstanbul Kardeş
"Günaydın İstanbul kardeş" diye başlıyıverir bu hikaye. Mutlu bir ses yayılır radyodan...
O söyleyince insanlar da selam ederler birbirlerine. Biri, o kadar da mutlu olmayan biri, sepet sepet dağıtır onu.
Aklı yırtık bir resmin boşluğundadır halbuki... Babasını arar o, hiç görmediği babasını özler. Ve bir başka özlem daha vardır onun içinde, o da habersizdir bundan.
Ve film tek bir kelimeye odaklıdır aslında, biz de severiz o kelimeyi ya, unuturuz. Çünkü hep uzak kalmıştır o bize: Mucize...
Sonra bir şiir okur filmin bir yerinde ve kilitleyiverir beni olduğum yere.
Hırkamı alırsın giderken
Öyle çıkmış gelmişsin
Eşikte uğurlar öperim seni
Sende kalsın geriye getirme, derim
Dışarısı serindir,
sen üşürsün bilirim
Yapabilir misin diye sormuştun ya hani
İşte şimdi söylüyorum, dinle:
Yapabilirim.
Ben küçük bir mucize yaratabilirim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
aaa bu filmi çok severim ve hatırlayan birini görmek çok şaşırttı beni (:
Siir cok hosmus gercekten..
çağan ırmak ve volkan severcanı sevme sebebim.
nostalji nostalji nostalji
ah ah o filmi ilk izlediğim günleri özledim... siz nerden hatırlattınız bunu bana...
:)
Ben de yıllar sonra hatırlayıp tekrar izlemiştim bu filmi. Bu yazıyı yazıp hiç unutmasın kimseler dedim:P Çünkü unutulmasın bu film...
Yorum Gönder