14 Eylül 2011 Çarşamba

Yoldaki

Alacalı duvarların bilmediğim yataklarında uyuyanları düşünüyorum, uyumaya gidenleri, uyuklayanları, bir annenin 'uyu artık' diyen sesini, o sesin yorgan altındaki yankısını, bitimindeki minik kahkahayı... Düşünürken bir ışık daha sönüyor renklerin içinden, kimdi, nasıldı, neden söndü... Küçülüp koltuğuma gömülüyorum -sanki izlediğim kişi uyumuş da izleyecek bir şey kalmamış gibi-

Sonra görüntüler akıyor pencereden. Başımı sürekli değişen zemine dayıyorum her şeyin geçici olduğunu kendime hatırlatırcasına...



.

4 yorum:

kuzguni dedi ki...

adına tesadüf de ya da bir isim bul:

tam "renklerin içinden" derken sen, kargo "renkerin içinde" diye seslendirdi seni..

"doğmaz sessizce"

-kader, en şakacımız-

a. dedi ki...

gülümseten şeyler, adı tesadüf ya da değil... tuhaf derim belki.

Elif Gizem dedi ki...

birbirine karışan zamanların sızısı mı hüznü mü burku sevinci midir acaba... hangisi?

a. dedi ki...

Belki hepsi birden'dir.