10 Aralık 2011 Cumartesi

Paragrafın Yalın Hali

Işıkları yak, dedim. Ben, ben... Geldim. Sesimi bekliyormuş gibi hemen çöktüğü yerden kalktı, perdeyi sıyırdı onun yerine, böylece sokağı aydınlatan ışığın bir parçası odaya doldu. Yalnız hepsi değil, azıcığı. Gözlerini kısıp bana bakıyordu, yüzünde çoğu isteyip azı bulan ama bununla da yetinemeyen -ama yine de gururundan ödün vermeyen- bir çocuğun bakışı vardı. Sanki açınca içerisi daha da aydınlanacakmış gibi, yerinde isteksizce kıpırdanıp pencereyi açtı. İçeri kara hasret bir gecenin keskin soğuğu girmeye başladı. Sonra o, yüzüme baktı usul usul. Bu bakışını sevdim. Bu bakışını çok sevdim. Bakışını paketleyip kendime hediye ettim.



.

Hiç yorum yok: