3 Mart 2013 Pazar



Eskiyi çok özlediğimi fark ettim bugün. Neyi özlüyorsun desen verecek tek bir yanıtım da yok doğrusu. Pek çok şey yolunda görünürken insan neden eskiyi özler, hem de birdenbire, bunun yanıtı yok. Eski - eskide bir şey - ama ne...

Sıcacık bir hikaye yazma fikri var kafamda. Bir ay, bir yıl, on yıl içinde mi olur bilmem ama bir gün yazmak istiyorum bunu. Güzel insanlı olsun istiyorum, içinden hiç çıkmak istemeyeyim. Kendimi unutayım. Olur mu dersin... Beni mutlu edecek bir iş, devamını getirebileceğim bir meşgalem hiç olmadı şimdiye kadar, ya buysa o diyorum, diyorum...

Bilge şarkısı var ya İncesaz'ın, o ne güzel, şimdi de o çalıyor fonda.

Dizilerden insanlar çıkarıp kendi hayatımıza serpiştirsek ne hoş olurdu. Birkaç tane de kitaplardan alsak şöyle... Etrafımızda gezinseler... Konuşmasak da olurdu, tanışmasak. Karşı binada otursalar mesela, ara ara camdan izlesek gelip gidişlerini. Onları anlatsak en yakınlarımıza. Bugün şöyle şöyle oldu desek, heyecan bassa. Neler konuşuyorum ben desek -şimdiki gibi- daha renkli bir hayatımız olmaz mıydı? Yanımdan geçmesine razıyım bazılarının. Ama aynı dünyada yaşadığımızı bilmek istiyorum.

Aynı dünyada da değil, bu şehirde, mümkünse bu sokakta.

"Boşuna değil" demek istiyorum en çok da.
Boşuna değilmiş.












1 yorum:

Azura dedi ki...

Sımsıcak bir hikaye.. :)